1

23 Eylül 2018 Pazar

Hazine-i Evrak

Arşiv okumaları ile ilgili olarak Hazine-i Evrak blogumuz yayında ve hizmetinizdedir.

Zafer Şık

21 Eylül 2018 Cuma

Edeb Başa Tâc İmiş

Edep Başa Tâc İmiş


Son günlerde bir düşme akımı / modasıdır aldı başını gidiyor. İnsanın ve insanlığın yükselmesi gerekirken nedir bu yerlere yatmalar, resimler, videolar çekip sosyal medyada paylaşmalar! Özellikle bu rezîl hal, kadınlar arasında daha bir hızlı intişar ediyor. Ve maalesef ki bazı başörtülü kızlar da bu hastalığa tutuldu. Bunların yüzünden başörtüye saldırılar yapılıyor sosyal medyada.
Tamam, illa yuvarlanacaklarsa, yerlerde edepsizce uzanıp poz vereceklerse mümkünse mukaddes saydığımız bu örtü ile yapmasınlar. 28 şubat hengâmında başörtüsü uğruna eğitim hayatlarına nokta koymuş o kadar mağdur hanım kardeşlerimiz vardı ki… İster istemez bu iki resmi mukayese ediyoruz.
Yani eskiden başörtü mağduru hanımları varken şimdi ise başörtüyü mağdur edenler var.
Bu hal aslında bedenlerin değil ruhların yerde süründüğünün acı bir göstergesidir. Daha da acısı, edepsizliğin sınırını zorlamaktır.
Bu elîm hâl; manevi cihetlerde ne kadar hasta bir toplum olduğumuzun vahim tablosudur.
Düşme modası psikolojik bir vakı'a olmaktan ma'da; inançsızlığın veya zayıf bir imanın göstergesidir. Belki de insanlık vasfı ağır geldi de bazı hayvanları taklide başladılar!
Geçenlerde başörtülü bir hanım -adı lâzım değil. Ki adını zikretmekle yazıma leke düşürmek de istemem- bir haber sitesinde bî-edebâne ifâdeler kullanarak hakaretlerle, yalanlarla, iftiralarla  dolu bir yazı yazmış köşesinde ve bu fakire de sokak ağzıyla hakaret etmiş. Tabii bir insanın ismi, mülevves lisanlarda zikredilince o isim de kirleniyor değil. Ne demişler, 'Herkes kendi yakışanı söyler, yapar.'. Mevzu' bu!
Müslüman, edeplidir. Bilhassa cem'iyyet içinde adab-ı muaşerete ciddi riayet eden kişidir. Edebi olmayan kişiden her türlü rezalet beklenilir ve kaçınılmazdır da.
Bu hususta yazılacak, söylenecek çok şeyler olabilir.
Osmanlı arşivinde edebe dair güzel bir vesika aklıma geldi ve bu belgeyi sizlere aktarma ihtiyacı hissettim. Katipzade Mehmet Nuri imzalı 1889 tarihli vesikadaki Hafız Şirazi'nin beyti ezberlenecek ve hatta serlevha olarak bulundurulacak güzelliktedir. Hafız, 'Edepsizler, sohbet edilmeye layık değiller.' diyor bize.
Evet, bu dünyada herkesin ve her şeyin ekmek gibi, su gibi, hava gibi edebe ihtiyacı var. İnsanlığın olmazsa olmaz göstergesi yine edeptir.

Ne güzel demiş Mevlana;
Edep bir tâc imiş nûr-ı Hüdâdan
Giy ol tâcı emin ol her belâdan.

Yunus Emre de şöyle der;
İlim meclislerinde aradım kıldım talep
İlim geride kaldı illâ edep illâ edep.

Aşağıdaki arşiv belgemizin özü de şu; insanın ederi, edebi kadardır.



Vesikanın çevirisi;

Kâr-ı e'âliden olan edeb bir mi'râc-ı ma'âlidir ki âna mütesâ'id olanlar ihrâz-ı mürâtib teâli ederler. Hangi zevât ve hangi makâmât vardır ki edebe ihtiyâcı olmasın. Ve hangi ehl-i edeb ki mizâc-ı âlemle imtizâcı revâc bulmasın. Demek ki def'-i ihtiyaç ve âlemdeki şu imtizâc vücûd-ı edebe muhtaçdır. "Her ki rânist edeb, lâyık-ı sohbet nebûd" ilâc-ı edebî isti'mâl ile emrâz-ı tabâyi'ni izâle ve târâc eden saâdet ve istikâmet-i devletini sertâc ediyor. İşte öyle olan insan meyân-ı âlemiyânda sahîh ve mes'udiyet-i hâl ile gayet ferîh geçinir.
Fî 23 Kânun-i evvel sene (1)307
Ed-dâî
Kâtibzâde Mehmed Nuri


Lügatler:
Kâr-ı e'âlî (كار اعالی): Büyük kazanç
Mi'râc-ı ma'âli (معراج معالی): Yüksek miraç.
Âna  (آڭا): Ona
İhrâz-ı merâtip (احراز مراتب): Mertebeler kazanmak
Te'âlî (تعالی): Yükselmek
Zevât (ذوات): Zatlar, kişiler, ileri gelenler
Makâmât (مقامات): Makamlar, dereceler, rütbeler
Ehl-i edeb (اهل ادب): Edep sahibi
Mizâc-ı âlem (مزاج عالم): Alemin/insanın huyu
İmtizâc (امتزاج): Birbirini tutma, uygunluk, karışabilme
Revâc (رواج): Kıymet, ilgi
Def'-i ihtiyâc (دفع احتیاج): İhtiyaçları defetmek, gidermek
Vücûd-ı edeb (وجود ادب): Edebin varlığı
Her ki rânist edeb, lâyık-ı sohbet nebûd  (هر كه رانیست ادب لایق صحبت نبود): Hafız'a ait Farsça bir beyit; edepsiz kişi sohbet edilmeye layık değildir
İlâc-ı edeb (علاج ادب): Edep ilacı
İsti'mâl (استعمال): Kullanmak
Emrâz-ı tabâyi' (امراض طبایع): Hastalıklı tabiatlar, kötü huylar
İzâle (ازالە): Giderme, yok etme
Târâc (تاراج): Yağma
İstikâmet-i devlet (استقامت دولت): Devletin/kişinin doğruluğu
Sertâc (سرتاج): Baştacı olan, sevilen
Meyân-ı âlemiyân (میان عالمیان): İnsanlar arasında
Sahîh (صحیح): Doğru, gerçek
Mes'udiyet-i hâl (مسعودیت حال): Sevinçli hal
Ferîh (فریح): Övünen
Ed-dâ'î (الداعی): Dua eden, duacı. Ulema sınıfının çok zaman imza veya mühür üstüne koydukları ve 'duacınız' manasında klişe bir ifade.


Zafer Şık
Arşiv Uzmanı


Ek malumat:
Katipzade Mehmet Nuri (1844-1882)
Asıl mesleği doktorluktur. Çeviri kitapları da mevcuttur; fizyoloji alanında Türkçe ilk ders kitabını, Fransız Fizyolog Jules Béclard'ın  (1817-1887) kitabını çevirerek hazırlamıştır.

Yiğit Çıplak Doğar Anadan

Yiğit Çıplak Doğar Anadan

Ali Akbaş'ın yazdığı ve İbrahim Sadri'den yıllarca dinlediğimiz, Sirkeci'den Tren Gider şiirinden bir mısradır bu; 'yiğit çıplak doğar anadan' ifadesi. Sirkeci Tren Garı'nın ilk adı Gazi Ahmed Muhtar Paşa Garı imiş. Sonradan bu adı almış.
Gazi Ahmed Muhtar Paşa, Osmanlı'nın son döneminde hem siyasi hem askeri hem de bilimsel  alanlarda, damga vurmuş biridir.
Tabii deryalar mesabesinde olan Osmanlı arşivlerinde böyle güzide şahsiyetlerin elyazısıyla karşılaşmak, okumak ve dahası bunu paylaşmak ayrı bir sevinç, ayrı bir heyecan hissi yaşamamıza vesile oluyor.
Ahmet Muhtar Paşa bu metinde kendisini mi tasvir etmiş bilinmez ama bir yiğidin ana özelliklerini yazmış; yiğit adam; hayatî bir yanlışa imza atmak yerine ölümü göze alıp hak ve hakikati savunan kişidir, diye özetleyebiliriz. Gazi Ahmet Muhtar Paşa imzalı bu vesikada yiğitliğin tarifini bir de orijinal nüshasından okuyalım.

Youtube kanalımıza abone olmak ve belgeyi takip etmek için tıklayınız

Belgenin çevirisi;


Mücerred menâfi'-i zâtiyesi uğrunda her nev' me'âyibi kabûl ve icrâya cân atan kimesne elbette cebîndir.
Çünkü şecî', me'âyibden hiçbir şey kabûl edemez. Eğer kabûlde muztar kalırsa sonradan bir düziye rûhunun yarasını tahatturla müteellim olmağa bedel o anda ölümü tercîh eder. Hâsılı şecî', mahâsinle mülevven; cebîn, me'âyible mülevvestir.
Ne mutlu ol kimesneler ki şecî'ler kafâ-dârı ola.
fî 2 Receb sene 1316
Gazi Ahmed Muhtâr

Lügatler:
Hû (هو): Hüve, O, Allah. Besmelenin arşivdeki kodu.
Mücerred (مجرد): Yalnız, sadece, soyut
Menafi'-i zâtiyye (منافع ذاتیە): Şahsi çıkar
Her nev' (هر نوع): Her türlü
Me'âyib (معایب): Ayıplar, kusurlar
İcrâ (اجرا): Uygulamak
Kimesne (كمسنە): Kimse, kişi
Cebîn (جبین): Korkak, yüreksiz
Şecî' (شجیع): Cesur, yürekli, yiğit
Muztar (مضظر): Mecbur olmak, çaresiz kalmak
Bir düziye (بر دوزی یە): Sürekli olarak, hep aynı şekilde
Tahattur (تخطر): Hatırlamak
Müteellim (متألم): Elem duyan, acı çeken
Tercîh (ترجیح): Üstün tutma, iki şeyden biri beğenme, seçmek
Hâsıl (حصل): Sonuç, netice; sözün özü
Mahâsin (محاسن): Güzellikler
Mülevven (ملون): Renkli, rengarenk, renk renk
Mülevves (ملوث): Kirlenmiş, pis, lekeli
Ol: O
Kafâ-dâr (قفادار):  Aynı düşüncede olan kişiler


Zafer Şık
Arşiv Uzmanı




Ek Malumat;
Gazi Ahmed Muhtar Paşa (Katırcıoğlu)
(1839-1919)

Gâzi Ahmet Muhtar Paşa, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nin Kafkasya cephesi komutanı, asker, gökbilimci, yazar, eğitici ve devlet adamıydı. Ayrıca 1912 yılında kısa bir süreyle Osmanlı İmparatorluğu’nun sadrazamlığını yapmıştır.
Ahmet Muhtar 1839 yılında Bursa’da doğdu. Babası İpekçi Halil Efendi’ydi. Babası 6 yaşında ölünce dedesi tarafından büyütülen Ahmet Muhtar İlk ve Orta eğitimini Bursa’da tamamladı. Bursa Askeri İdadisini bitirdikten sonra İstanbul’a giderek öğrenimini Harbiye Mektebi’nde sürdürdü. 1860 yılında Harbiye’yi birincilikle bitirerek kurmay yüzbaşı oldu.
Ahmet Muhtar Harbiye’den mezun olduktan sonraki ilk görevi Serdar-ı Ekrem Ömer Paşa’nın yanında Karadağ Savaşlarına katılmak oldu. Savaş sırasında küçük bir süvari birliğiyle Ustruck Geçidi’ni ele geçirmeyi ve iki yerinden yaralanmasına rağmen destek kuvvetler gelene kadar geçidi elinde tutmayı başardı. Bu başarısından dolayı binbaşılığa yükseltildi. Harbiye Mektebi’ne dönerek bir süre eğiticilik yaptı. 1864 yılında Abdülaziz’in oğlu şehzade Yusuf İzzeddin Efendi’nin öğretmeni oldu. Şehzadeyle birlikte 1864-1867 yılları arasında İngiltere, Fransa, Almanya ve Avusturya’ya geziler yaptı.
Ahmet Muhtar 1867 yılında tekrar Karadağ’a döndü ve Karadağlılara karşı büyük başarılar kazandı. 1869 yılında Yemen’e tayin edildi. Yemen’deki Arap isyanlarına karşı kazandığı başarılardan dolayı 1871 yılında 33 yaşında Müşir (general) rütbesini kazandı ve Yemen’e vali oldu. Daha sonra Şumnu, Erzurum, Bosna-Hersek ve Karadağ’da görev yaptı. 93 Harbi’nin arifesinde padişah II. Abdülhamit tarafından Kafkas cephesinin başkomutanlığına getirildi.
Ahmet Muhtar Paşa başkomutanlık görevini üstlenmek üzere 16 Mart 1877 tarihinde deniz yoluyla Trabzon’a, oradan da 30 Mart 1877’de Erzurum’a ulaştı. 27 Nisan’da Rus birlikleri Doğubeyazıt’ı işgal ettiler. 17 Mayıs’ta Ardahan Rusların eline geçti. Ahmed Muhtar Paşa Erzurum’u savunmak için Zivin’de bir savunma hattı oluşturdu. Komuta ettiği ordular Ruslara karşı 25 Ağustos’ta Gedikler Muharebesi, 24 Ekim’de ise Yahniler Muharebesini kazandılar. Mareşal rütbesine yükseltildi ve Gâzi ünvanını aldı.
Ancak Alacadağ Muharebesinde komuta ettiği Osmanlı ordusu yenilince, Ahmed Muhtar Paşa ordusuyla Erzurum’a çekildi. Ruslara karşı çok daha az bir asker gücüyle savaşmasına rağmen Aziziye Tabyası’nda Rusları defalarca geri püskürtmeyi başardı. İstanbul’dan asker desteği istemesine rağmen asker yardımı alamayınca Kafkas ordusunu Bayburt’a çekmeğe karar verdi.
Bu sırada Tuna Cephesindeki Rus ordularının İstanbul’a yaklaşması üzerine İstanbul’a çağrıldı ve Çatalca’da Ruslara karşı bir savunma hattı kurmakla görevlendirildi. Ruslarla Ayastefanos Antlaşması görüşmeleri başlayınca savunma hattı Bakırköy’e kadar çekti. Savaşın son günlerinde Erkan-ı Harbiye başkanlığına getirildi.
Ahmed Muhtar Paşa 93 Harbi sonrasında Tophane-i Amire yöneticiliği, Manastır Valiliği ve Üçüncü Ordu müfettişliği gibi görevlerde bulundu. 1882-1908 yılları arasında Fevkalade Komiser görevine atanarak 26 yıl Mısır’da yaşadı. Balkan Savaşı’nda az önce V. Mehmet Reşat saltanatında 22 Temmuz 1912 – 29 Ekim 1912 tarihleri arasında üç ay sekiz gün Sadrazam oldu. Ancak bu görev kısa ömürlü oldu. Balkan Savaşları’nın çıkması üzerine Ahmed Muhtar Paşa’nın önerisiyle 5 Ağustos 1912’de 4. Meclis-i Mebusan dağıtıldı. Sıkıyönetim ilan edildi. 29 Ekim 1912’de de Ahmed Muhtar Paşa sadrazamlık görevinden istifa etti.
93 Harbi’ndeki anılarını savaşın ardından Sergüzeşt-i Hayatım’ın Cild-i Sanisi adlı bir eserde toplamıştır. Ahmed Muhtar Paşa askerlik yeteneğinin yanısıra gökbilim ve matematiğe ilgi duymaktaydı. Uluslararası saat sistemi ve Miladi takvim sisteminin kullanılmasını Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk defa ileri sürdü. Bu konuda Islahatül'-Takvim adlı bir kitap yazmıştır. Ayrıca İstanbul’daki Darüşşafaka Lisesi’nin kurucusudur.
21 Ocak 1919 yılında 80 yaşındayken İstanbul’da vefat etti ve Fatih Camii avlusuna gömüldü.


Kronolojisi;
Yemen vâlisi Eylül 1871-Mayıs 1873; Nafıa nazırı Mayıs-Temmuz 1873; 2.Ordu komutanı Ağustos 1873-Eylül 1874; Erzurum vâlisi ve 4. Ordu komutanı Kasım 1874-Aralık 1875; Hassa Ordusu komutanı Aralık 1875-Haziran 1876; Girit vâlisi Ocak-Şubat 1877; 4. Ordu komutanı Mart 1877-Ocak 1878 ilaveten 1877-78 Osmanlı-Rus
harbinde Anadolu Ordusu komutanı Nisan-Aralık 1877; Tophane müşiri Nisan-Haziran 1878; 3. Ordu komutanı ve Manastır vâlisi Mart 1879-Ağustos 1880; Mısır fevkalade komiseri Aralık 1885-Ocak 1909; Meclis-i â’yân azası Aralık 1908; Meclis-i â’yân reisi Eylül 1911-Temmuz 1912; Sadrazam Temmuz-Ekim 1912.



1 Eylül 2018 Cumartesi

Konuşan Ölüler

Hüve'l-Bâkî
Merhûm ve mağfûrun leh
Kırcaali Hasan Ağa'nın
Oğlu Mustafa Ağa'nın
Rûhiyçun el-Fâtiha
Şubat 1, sene 1319


Çeviri: Zafer Şık

KONUŞAN ÖLÜLER

Kabirler bize ölümü ve sonrasını hatırlatır. Bakmayın, 'ölüler konuşamaz' denildiğine!
Peygamber efebdimiz (sav), 'Size ölümü hatırlatan kabirleri çokça ziyaret edin.' ferman buyurmuş. Evet, ölümün vakti ve yaşı yok. Her an gelmesi muhtemel. Bu cihette ölüme daim hazırlıklı bulunmaklığımız zaruridir.
Bakınız, kimler gelip geçti bu dünyadan… Mezar taşları bize, 'sen de 'alâ külli hâl öleceksin.' diyor. Bu sese kulak verelim!

Zafer Şık

30 Mart 2018 Cuma

Osmanlıca Arşiv Okumaları

Osmanlıca Arşiv Okumaları

Facebook'ta "Osmanlıca Tarih Edebiyat" grubu olarak bir çok hocamızın da katkısıyla, arşiv metinlerinde kendini geliştirmek isteyenler için Osmanlıca Arşiv Okumaları isimli e-kitabımızı pdf olarak aşağıdaki linkten indirebilirsiniz.
https://yadi.sk/i/4obTT2Ch3UtjZe

Zafer Şık

4 Mart 2017 Cumartesi

Osmanlıca Eğitim android uygulaması yayınlandı

"OSMANLICA EĞİTİM" android uygulaması yayınlandı!

Osmanlı Türkçesi arşiv uzmanı olan Zafer Şık hazırladığı Osmanlıca Eğitim GooglePlay'de hizmetinizde.
Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu olan ve aynı zamanda hizmetiçi eğitim kapsamında öğretmenlere "İleri Seviye" arşiv dersleri de vermiş, bu bağlamda kültür ve mirasımıza sahip çıkmayı kendine vazife edinmiştir.
Bu uygulamamız vesilesiyle Osmanlıcayı hem sevecek hem de eğlenerek öğretmeyi gaye edindiğini söyleyen Zafer Şık sözlerine şöyle devam etti;
Osmanlıcaya dair eliften ye harfine kadar zengin içeriğe sahiptir.
Uygulamamız herkese hitap ettiği gibi kurs ve okullardaki  Osmanlıca derslerin pratiğini yapabilir ve Osmanlıcaya dair bütün bilgileri bulabilecekler. Biraz azimle kullanıcılar büyük mesafeler kaydetme imkanına sahip olacaklar. Özellikle liselerde ve üniversitelerde Osmanlıca dersi görenlere büyük fayda sağlayacaktır. Tarih, edebiyat ve ilahiyat bölümlerinde okuyanlara için adeta bir ilim yuvasi kabilinde. Hocalarımız gönül rahatlığıyla öğrencilerine tavsiye edebilir.

GooglePlay'de eğitim kategorisinde trendde 2. sırada olan ve ilk gününde 1200'den fazla kişi tarafından indirilen Osmanlıca Eğitim'in özelliklerini de ifade eden Zafer ŞIK;

— Temelden başlayıp seviye seviye Osmanlıca eğitim imkanı vermektedir. Uygulama data olarak her zaman yenilenmeye müsait özelliktedir. Arşiv bölümündeki datalar periyodik surette güncellenmektedir. Osmanlıca imla müfredatı bölümünde detaylı şekilde Osmanlıca yazım kuralları örneklerle anlatılmaktadır.
— Osmanlıca Metinler; Osmanlıca herhangi bir kelimeye tıkladığınızda latincesini, latincesine bastığınızda Osmanlıca imlasını veren onlarca okuma metni (Hikayeler, kıssalar, şiirler, güzel sözler) mevcuttur.
— Osmanlıca Sözlük; hem Osmanlıca hem latince yazarak arama imkanı sağlamakta ve yaklaşık 70.000 kelime hazinesi vardır. Manadan da kelime arama yapabilir ve istediğiniz kelimeyi favorilerinize ekleyebilirsiniz.
— Osmanlıca Oyunlar; kelime oyunları, doğru yanlış oyunu, lügat bilgisi ve çeşitli dillerde kelime bilgisi. Oldukça eğlenceli. Uygulama, hatalarınızı görme imkanı da veriyor.
— Osmanlıca Bilgi Yarışması; binlerce genel kültür, ahlaki, edebi, dini soru. Sorular ve cevaplar bu bölümde Osmanlıca olup zamana karşı yarışacaksınız!

Geçen yıl %95-98 çeviri başarısı olan Osmanlıca Çeviri uygulamasını dünyada ilk olarak Osmanlıca severlerin hizmetini sunduklarını ifade eden Zafer Şık, son olarak amacının Kur'an harflerine hizmetten ibaret olduğunu söyledi.


Zafer Şık
Osmanlı Türkçesi Arşiv Uzmanı

İndirme Linki:



16 Kasım 2016 Çarşamba

Osmanlıca Arşiv Okumaları 26

Osmanlıca Arşiv Okumaları
Osmanlı Türkçesi Arşiv uzmanı Zafer Şık'ın youtube kanalı üzerinde verdiği derslerden alınmıştır.